ARTICLE
24 October 2025

Şi̇rket Temsi̇li̇nde Yetki̇ Kapsami Ve Yetki̇ Aşimi Durumlarinda Sorumluluk

SC
Sayin Law & Consulting

Contributor

Founded by Murat Sayın, Sayın Law&Consulting is an İstanbul based (incorporated) full-service law firm offering high quality and solution-oriented legal service in a professional business manner to corporations, persons, and investors operating in a broad range of industries. Sayın Law&Consulting’s professional team consists of expert lawyers and support personnel, all of whom are experienced in their area, bilingual, and have studied at recognized law schools in Turkey and/or abroad. Sayın Law&Consulting’s young and dynamic team follows legal advancements and developments day by day to provide the best legal service to its clients and informs them regarding such advancements and developments.
İşbu yazıyla, anonim şirketlerde imza sirküleri, iç yönerge veya vekaletname...
Turkey Corporate/Commercial Law
Sayin Law & Consulting’s articles from Sayin Law & Consulting are most popular:
  • within Corporate/Commercial Law topic(s)
Sayin Law & Consulting are most popular:
  • within Corporate/Commercial Law, Insolvency/Bankruptcy/Re-Structuring, Litigation and Mediation & Arbitration topic(s)
  • with readers working within the Banking & Credit and Property industries

İşbu yazıyla, anonim şirketlerde imza sirküleri, iç yönerge veya vekaletname ile yetkilendirilmiş kişilerin, kendilerine tanınan yetki sınırları içinde veya bu sınırları aşarak işlem yapmaları halinde doğabilecek hukuki ve cezai sorumluluklar; Türk Ticaret Kanunu ("TTK"), Türk Borçlar Kanunu ("TBK") ve Türk Ceza Kanunu ("TCK") başta olmak üzere ilgili mevzuat çerçevesinde değerlendirilmiştir.

1. Yetki Kapsamı ve Yetkisiz İşlemin Tanımı

Yetkisiz işlem, şirketi temsile yetkili olmayan bir kişinin veya yetkili bir kişinin yetki sınırını aşarak işlem yapması anlamına gelir. Bu durum genellikle şu belgeler üzerinden tespit edilir:

  • İmza sirküleri (yetki sınırlarını belirler),
  • İç yönerge (TTK m. 367-370 çerçevesinde yönetimin devrine ilişkin),
  • Vekaletname (noter onaylı temsil yetkisi belgesi).

Bu belgelerde yer almayan veya yetki sınırını aşan işlemler, hem şirket açısından bağlayıcılık hem de ilgili kişi açısından sorumluluk doğurabilir.

2. Hukuki Sorumluluk

A. TTK Kapsamında Genel İlke

TTK madde 553 uyarınca "Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar." hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm gereğince, yönetim kurulu üyeleri ve yöneticiler, görevlerini yerine getirirken kusurlu davranışlarıyla (ihmal veya kastla) şirkete, pay sahiplerine veya şirket alacaklılarına zarar verdikleri takdirde şahsen sorumlu olurlar. Yani yönetim kurulu üyesi veya müdür, kusurlu eylemi sonucunda şirkete zarar verdiyse, bu zararı şahsen tazmin etmekle yükümlü olur.

B. TTK Kapsamında Yetki Devri Halinde Sorumluluk

Yönetim kurulu, kanun veya esas sözleşmeden doğan görev ve yetkilerini kanuna dayanarak devrettiğinde (örneğin bir icra komitesine, genel müdüre, finans direktörüne vb.), devreden organ veya kişiler, yalnızca seçimde makul özen göstermeme halinde sorumlu olmaktadır.

TTK madde 553/2 uyarınca "Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar." hükmüne yer verilmiştir.

Dolayısıyla, yönetim kurulu uygun bir şekilde yetki devri yapmış ve devralan kişilerin seçiminde gerekli özeni göstermişse, bu kişilerin yetkilerini aşarak yaptıkları işlemlerden dolayı yönetim kurulu üyeleri değil, doğrudan yetkisiz işlem yapan kişiler sorumlu olur.

C. TTK Kapsamında Yetkisiz İşlemlerde Şirketin Sorumluluğu

TTK m. 370/1 uyarınca anonim şirket, yönetim kurulu tarafından yönetilir ve temsil olunur. Temsil yetkisi esas itibariyle yönetim kuruluna aittir. Ancak bu yetki, iç yönerge veya vekaletname ile belirlenen kişiler aracılığıyla kullanılabilir.

Bununla birlikte TTK m. 371/2 uyarınca "Temsile yetkili olanların, üçüncü kişilerle, işletme konusu dışında yaptığı işlemler de şirketi bağlar; meğerki, üçüncü kişinin, işlemin işletme konusu dışında bulunduğunu bildiği veya durumun gereğinden, bilebilecek durumda bulunduğu ispat edilsin. Şirket esas sözleşmesinin ilan edilmiş olması, bu hususun ispatı açısından, tek başına yeterli delil değildir." hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme ile, üçüncü kişiler açısından yetkisiz işlemlerin hangi hallerde bağlayıcı olacağı açıkça ortaya konulmuştur. Buna göre, üçüncü kişi iyiniyetli olarak hareket etmişse ve işlemin şirketin işletme konusu dışında bulunduğunu bilmediği veya makul bir dikkat ve özenle dahi bilebilecek durumda olmadığı ispatlanamıyorsa, şirket bu işlemle bağlı hale gelir.

Diğer bir ifadeyle, şirket, üçüncü kişi bakımından muhatap ve sorumlu konuma geçerken; yetkisiz işlemi gerçekleştiren kişi, şirkete karşı hukuki sorumluluk taşır. Bu durumda, şirketin uğradığı zararlardan ötürü, haksız fiil, kanuna aykırı işlem veya esas sözleşmeye aykırılık nedeniyle şirkete zarar veren kişiye karşı rücu hakkı saklıdır.

Örneğin; bir müdür, imza sirkülerinde "yalnız çift imza ile işlem yapabilir" hükmüne rağmen tek başına bir sözleşme imzalarsa: Eğer bu sınırlama ticaret sicilinde ilan edilmişse, üçüncü kişi bu sınırlamadan haberdar sayılır; şirket işlemle bağlı olmaz. Ancak ilan edilmemişse, üçüncü kişi iyi niyetliyse, sözleşme şirketi bağlar; bu durumda şirket üçüncü kişiye karşı sorumludur, fakat müdür şirkete karşı tazminat sorumluluğu altına girer. Dolayısıyla şirket, dış ilişkide (üçüncü kişiyle) işlemden sorumlu olabilir, ancak iç ilişkide (şirket–müdür arasında) yetkisiz işlem yapan kişi şahsen sorumluluk taşır.

D. TBK Kapsamında Yetkisiz İşlem ve Temsil

TBK m. 46 uyarınca "Bir kimse yetkisi olmadığı hâlde temsilci olarak bir hukuki işlem yaparsa, bu işlem ancak onadığı takdirde temsil olunanı bağlar. Yetkisiz temsilcinin kendisiyle işlem yaptığı diğer taraf, temsil olunandan, uygun bir süre içinde bu hukuki işlemi onayıp onamayacağını bildirmesini isteyebilir. Bu süre içinde işlemin onanmaması durumunda, diğer taraf bu işlemle bağlı olmaktan kurtulur." hükmüne yer verilmiştir.

Bu düzenleme uyarınca, işlem şirket adına yapılmış ancak şirket tarafından onaylanmamışsa, şirket açısından bağlayıcı değildir. Bu durumda yetkisiz temsilci, hem şirkete hem de karşı tarafa karşı uğranılan zarardan sorumlu olur. Fakat, yetkisiz temsilci, işlemin yapıldığı sırada karşı tarafın, kendisinin yetkisiz olduğunu bildiğini veya bilmesi gerektiğini ispat ederse, kendisinden zararın giderilmesi istenemez. Ancak hakkaniyet gerektiriyorsa, kusurlu yetkisiz temsilciden diğer zararların giderilmesi de istenebilir. Bununla birlikte şirket, sonradan işlemi açık veya zımni biçimde onaylarsa, işlem geçerlilik kazanır; bu durumda yetkisiz temsilci sorumluluktan kurtulur.

Bu ilke, imza sirküleri veya vekaletname kapsamı dışında yapılan her türlü işlemde uygulanmaktadır.

E. TBK Kapsamında Vekalet Sözleşmesinden Doğan Sorumluluk

TBK m. 502 uyarınca vekalet sözleşmesi, vekilin, vekalet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Bu kapsamda şirket tarafından verilen vekaletlerde vekil, üstlendiği iş ve hizmeti, vekalet verenin menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmekle, vekalet verenin açık talimatlarına ve verilen yetkinin sınırlarına uymakla yükümlüdür. Yetkisiz işlem yapılması halinde, vekil bu özen borcunu ihlal etmiş olur. Vekil, yetkisini aşar veya vekalet verenin talimatına aykırı davranırsa, bu işlemden doğan zarardan sorumlu olacağı da ayrıca düzenlenmiştir.

3. Cezai Sorumluluk

Yetki kapsamında veya yetkisiz işlemler bazı durumlarda ceza hukuku bakımından da sorumluluk doğurabilmektedir. TCK uyarınca, şirket yöneticilerinin veya temsilcilerinin görevlerini kötüye kullanarak, şirket veya üçüncü kişiler aleyhine sonuç doğuracak biçimde yetkilerini aşmaları; güveni kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik, zimmet veya hileli iflas gibi suçların unsurlarını oluşturabilir. Bu kapsamda cezai sorumluluğun doğabilmesi için:

Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla kanunda öngörülen güvenlik tedbiri niteliğindeki yaptırımlar ve idari yaptırım hükümleri saklıdır. Bu kapsamda cezai sorumluluğun doğabilmesi için: yetkisiz işlemin kasıtlı olarak gerçekleştirilmiş olması ve eylemin TCK'da düzenlenen suç tiplerinden birinin unsurlarını taşıması gerekir.

Diğer bir ifadeyle, yetkisiz işlem her durumda otomatik olarak suç oluşturmaz; eylemin niteliğine, failin kastına ve doğurduğu sonuca göre cezai nitelik kazanır.

4. Şirketin Başvurabileceği Hukuki Yollar

Şirketi temsil eden kişilerin yetki kapsamını aşması halinde, şirketin başvurabileceği çeşitli hukuki yollar bulunmaktadır.

Öncelikle, şirket zarara uğramışsa, yetkisiz işlem yapan yönetim kurulu üyesi, müdür veya temsilciden zararın tazminini talep edebilir. Bu tazmin sorumluluğu, kişinin kusurlu davranışı sonucu şirketin malvarlığında meydana gelen eksilmeye yöneliktir. Sorumluluk şahsîdir; dolayısıyla, zararın giderilmesi doğrudan kusurlu kişiden istenir ve gerekirse genel mahkemelerde tazminat davası yoluna gidilir.

Diğer yandan, yetkisiz işlemin niteliğine göre cezai sorumluluk da söz konusu olabilir. Eylem, örneğin şirket malvarlığı üzerinde tasarrufta bulunma, sahte belge düzenleme veya hileli menfaat sağlama şeklinde gerçekleşmişse, Türk Ceza Kanunu m. 155 (güveni kötüye kullanma) veya m. 158 (nitelikli dolandırıcılık) hükümleri kapsamında suç duyurusunda bulunulabilir. Bu durumda şirket, Cumhuriyet Savcılığı'na suç duyurusunda bulunarak cezai sürecin başlatılmasını sağlayabilir.

Ayrıca, yetkisiz işlem yapan kişinin görevine devam etmesi yeni riskler doğurabileceğinden, ilgili kişinin derhal görevden alınması ve yetkisinin kaldırılarak ticaret siciline tescil ve ilan ettirilmesi gerekmektedir.

Bunlara ek olarak, şirketin iç yönergesi, etik kuralları veya personel yönetmeliği kapsamında yetki aşımı veya yetkisiz işlem, disiplinsiz davranış olarak değerlendirilebilir. Bu çerçevede iç denetim birimleri tarafından inceleme yapılabilir, gerekli hallerde uyarı, görev değişikliği veya iş akdinin feshi gibi idari yaptırımlar uygulanabilir.

5. Sonuç

Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde; anonim şirketlerde imza sirküleri, iç yönerge veya vekaletname ile belirlenen yetki sınırlarının dışında işlem yapılması, hem şirket içi sorumluluk hem de üçüncü kişilerle olan ilişkiler bakımından önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.

Yetkisiz işlem, niteliğine göre; TTK kapsamında yöneticilerin ve temsilcilerin şahsi tazmin sorumluluğuna, TBK uyarınca vekalet ve temsil hükümleri çerçevesinde özen borcunun ihlaline, bazı hallerde ise TCK hükümleri uyarınca cezai ve idari sorumluluğa yol açabilir.

Bu nedenle, şirket bünyesinde temsil ve ilzam yetkilerinin açık şekilde belirlenmesi, yetki belgelerinin güncel tutulması, yapılan işlemlerin bu sınırlar içinde gerçekleştirilmesi ve gerekli iç denetim mekanizmalarının etkin biçimde işletilmesi büyük önem taşımaktadır.

Saygılarımızla,

SAYIN Law & Consulting

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More