- in United States
- with readers working within the Accounting & Consultancy industries
- within Environment, Strategy and Employment and HR topic(s)
- with Senior Company Executives, HR and Finance and Tax Executives
Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi, hem iç hukuk hem de uluslararası özel hukuk kurallarının bir arada uygulandığı bir uzmanlık alanıdır. Tanıma ve tenfiz için hangi şartların yerine getirilmesi gerektiğinin çok iyi bilinmesi, buna göre gerekli başvurunun ilgili evraklar eşliğinde yapılması gerekmektedir.
Giriş
Yurt dışındaki bir mahkemeden lehinize bir alacak kararı aldınız veya Almanya'da, Hollanda'da ya da başka bir ülkede boşandınız. Peki, bu karar Türkiye'de otomatik olarak geçerli mi? Cevap: Hayır. Elinizdeki yabancı mahkeme kararının Türkiye'de yasal bir sonuç doğurabilmesi için mutlaka tanıma ve tenfiz davası açılması gerekir. Yabancı Mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, kesinleşmiş yabancı mahkeme kararlarının Türkiye sınırları içerisinde doğrudan veya dolaylı etki doğurması sonucunu doğurmaktadır. Tanıma ve tenfiz başvurusunun bütün ilgili evraklar ile kapsamlı bir dosya ile ilgili Mahkemeye sunulması ve gerekirse bu konudaki uzmanlıklardan yararlanılması başarı şansı için en önemli gereklilikler arasındadır. Bu rehber, yabancı bir kararı Türkiye'de nasıl ‘geçerli' hale getireceğinizi adım adım açıklamaktadır.
Neden Tanıma ve Tenfiz Davasına İhtiyacınız Var?
Tanıma ve tenfiz, sadece teknik bir hukuki zorunluluk değil, aynı zamanda yurt dışında elde ettiğiniz hakları Türkiye'de kullanabilmenizin tek yoludur. Bu davaya en sık ihtiyaç duyulan durumlar şunlardır:
Yabancı Boşanma Kararının Tanınması
Yurt dışında (Örn: Almanya, Fransa) boşandınız ancak Türkiye'de hala evli görünüyorsunuz. Türkiye'deki nüfus kayıtlarınızın düzeltilmesi, “bekar” olarak görünmeniz ve yeniden evlenebilmeniz için bu boşanma kararını Türkiye'de tanıtmanız şarttır.
Uluslararası Nafaka ve Velayet Kararlarının Tenfizi
Yabancı bir mahkeme, sizin lehinize bir velayet kararı veya çocuk için bir nafaka kararı verdi. Bu kararın Türkiye'de uygulanabilmesi ve çocuğun velayetinin sizde olduğunun tanınması (veya nafakanın icra takibine konulabilmesi) için tenfiz davası açılmalıdır.
Yurtdışı Alacak Davalarının Tenfizi
Yabancı bir şirketten olan ticari alacağınız için o ülke mahkemesinden bir karar aldınız. Borçlu şirketin Türkiye'de mal varlığı (banka hesapları, gayrimenkuller) varsa, bu kararı tenfiz ettirerek Türkiye'de haciz işlemi başlatabilir ve alacağınızı tahsil edebilirsiniz.
Tanıma ve Tenfiz Ne Demektir: Tanıma ve Tenfiz Arasındaki Fark Nedir?
Tenfiz, kesinleşmiş yabancı mahkeme kararlarının Türkiye sınırları içerisinde de hüküm ifade etmesi ile hak ve sorumluluk doğurmasının tespitidir.
Tanıma ise yabancı mahkeme kararının, ülkemizde tenfizinin uygun bulunmasına dair bir tespittir. Bu haliyle yabancı mahkeme kararları, kendi ülke sınırları dışında doğrudan bir etki doğurmayacak, bu etkinin sağlanması için ayrıca ülkemiz yargı kurumları tarafından bu durumun uygunluğuna dair bir karar verilmesi gerekecektir.
Aslında bu durum, uluslararası hukukta yerleşik “devletlerin egemenliğinin asıl olduğu” yolundaki kuralın da bir parçasıdır. Buna göre ekonomik gücü veya özellikleri ne olursa olsun her devlet eşittir ve her devlet, kendi sınırları içerisinde yargı, yürütme ve yasama yetkilerini asli olarak elinde bulundurmaktadır. Bu haliyle, başka ülkeler tarafından verilen kararlar, kaynak ülkede doğrudan etkide bulunmayacaktır.
Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Davası Hangi Kanunda Düzenlenir?
5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 58'nci maddesinde yabancı mahkeme kararlarının nasıl tanıma ve tenfiz sürecine tabi tutulabileceğinin şartları sıralanmıştır.
- Yabancı mahkeme kararının kesinleşmiş olması gerekir,
- İşbu kararın Türkiye'de tenfiz edilebileceğine dair bir mahkeme kararının alınmış olması gerekir. Gerçekten de adı geçen Kanunun 50'nci maddesine göre, yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan ilâmların Türkiye'de icra olunabilmesi yetkili Türk mahkemesi tarafından tenfiz kararı verilmesine bağlıdır.
Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Davası Nerede Açılır?
5718 sayılı Kanuna göre tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise şu ihtimallere göre belirlenir:
- Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sâkin olduğu yer mahkemesinden
- Türkiye'de yerleşim yeri veya sâkin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir.
Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Dilekçesi Nasıl Düzenlenir?
Yabancı Mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi dilekçesinde,
- Tenfiz isteyenle, karşı tarafın ve varsa kanunî temsilci ve vekillerinin ad, soyad ve adresleri.
- Tenfiz konusu hükmün hangi devlet mahkemesinden verilmiş olduğu ve mahkemenin adı ile ilâmın tarih ve numarası ve hükmün özeti.
- Tenfiz, hükmün bir kısmı hakkında isteniyorsa bunun hangi kısım olduğu hususlarına açıklama getirilir.
Ayrıca 53'üncü madde gereği, tenfiz dilekçesine aşağıdaki belgeler eklenir:
- Yabancı mahkeme ilâmının o ülke makamlarınca usulen onanmış aslı veya ilâmı veren yargı organı tarafından onanmış örneği ve onanmış tercümesi.
- İlâmın kesinleştiğini gösteren ve o ülke makamlarınca usulen onanmış yazı veya belge ile onanmış tercümesi.
Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizinin Şartları Nelerdir?
Tanıma ve tenfiz davası açılmasını takiben, Mahkemece, ilgili kesinleşmiş mahkeme kararlarının esasına yönelik bir inceleme değil ve fakat tamamen aşağıdaki şartlar dahilinde usuli bir inceleme yapılır.
- Türkiye Cumhuriyeti ile ilâmın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilâmların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiilî uygulamanın bulunması,
- İlâmın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması veya davalının itiraz etmesi şartıyla ilâmın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı hâlde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmiş olmaması,
- Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,
- O yer kanunları uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü veren mahkemeye usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya o mahkemede temsil edilmemiş yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyabında veya yokluğunda hüküm verilmiş ve bu kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz istemine karşı Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması.
Tanıma ve Tenfiz Davası Sıkça Sorulan Sorular
Dava için hangi belgeler gereklidir?
Tanıma ve tenfiz davası açarken mahkemeye eksiksiz bir dosya sunmak davanın hızı için çok önemlidir. Gerekli temel belgeler şunlardır:
1 – Yabancı Mahkeme Kararının Aslı: Kararı veren ülkenin makamlarınca usulüne uygun olarak onaylanmış (apostilli) aslı veya onaylı bir örneği.
2 – Kesinleşme Şerhi: Kararın o ülke kanunlarına göre kesinleştiğini gösteren, yine onaylı (apostilli) bir belge veya şerh.
3 – Yeminli Tercümeler: Hem mahkeme kararının hem de kesinleşme şerhinin, noter onaylı yeminli tercüman tarafından yapılmış Türkçe çevirileri.
4 – Dava Dilekçesi: Tüm bu belgeleri içeren ve talebi açıklayan bir dilekçe.
Mahkeme davayı kabul etmek için hangi şartları arar?
Hâkim, davayı incelerken yabancı mahkemenin kararının “esasına” (yani, boşanma kararının veya alacak davasının doğruluğuna) bakmaz. Bunun yerine, kararın Türkiye'de geçerli olup olamayacağına dair şu usuli şartları inceler:
Karşılıklılık (Mütekabiliyet): Kararın verildiği ülke ile Türkiye arasında bu konuda bir anlaşma veya “fiili uygulama” (o ülkenin de Türk kararlarını tanıması) olmalıdır. (Boşanma kararları için bu şart genellikle aranmaz).
Kamu Düzenine Uygunluk: Karar, Türk kamu düzenine (örneğin, temel ahlak kurallarına veya anayasal haklara) açıkça aykırı olmamalıdır.
Savunma Hakkına Saygı: Yabancı mahkemede davalının savunma hakkının (usulüne uygun tebligat, duruşmada temsil edilme vb.) ihlal edilmemiş olması gerekir.
Türk Mahkemelerinin Yetkisi: Davanın, Türk mahkemelerinin “münhasır yetkisine” giren bir konuda (örneğin Türkiye'deki bir gayrimenkulün mülkiyeti davası) olmaması gerekir.
Dava ne kadar sürer?
Davanın süresi, mahkemenin iş yoğunluğuna ve tebligat süreçlerine bağlı olarak değişir. Eğer dava dosyası eksiksiz hazırlanmışsa ve karşı taraf (davalı) yurt dışındaysa, uluslararası tebligat süreleri nedeniyle süreç 6 ay ila 1.5 yıl arasında sürebilir.
Dava için Türkiye'ye gelmem şart mı?
Hayır, şart değildir. Türkiye'de bir avukata vereceğiniz özel vekaletname ile, siz yurt dışında olsanız dahi avukatınız sizin adınıza bu davanın tamamını yürütebilir ve sonuçlandırabilir.
Sonuç
Yabancı mahkeme kararlarının tanınması ve tenfizi, görüldüğü üzere, basit bir dilekçe vermenin ötesinde, teknik detaylar ve usuli şartlarla dolu karmaşık bir hukuki süreçtir. Kararın alındığı ülke ile Türkiye arasındaki anlaşmalar, tebligat usulleri, apostil şerhinin doğruluğu veya kararın Türk kamu düzenine aykırı olup olmadığı gibi konuların tamamı, uzmanlık gerektiren teknik analizlerdir.
Bu süreçte yapılacak küçük bir usul hatası (örneğin, eksik bir tercüme veya yanlış bir tebligat), davanızın aylar, hatta yıllarca uzamasına veya tamamen reddedilmesine yol açabilir.
Pi Legal Consultancy, uluslararası hukuk bürosu olarak, bu tür karmaşık davalarda uzmanlaşmış uluslararası avukat ekibimizle müvekkillerimize destek oluyoruz. Bir avukatın bu süreçteki rolü:
- Hata Payını Sıfıra İndirmek: Dava dosyanızı (karar aslı, kesinleşme şerhi, yeminli tercümeler vb.) en başından eksiksiz ve hatasız bir şekilde hazırlar.
- Süreci Hızlandırmak: Yetkili mahkemenin doğru tespit edilmesinden uluslararası tebligatların usulüne uygun yapılmasına kadar tüm süreci proaktif olarak yönetir.
- Uzaktan Temsil Sağlamak: Sizin Türkiye'ye gelmenize gerek kalmadan, tüm davayı adınıza vekaleten yürütür ve sonuçlandırır.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.